Bir adam portresi (Ariosto) – Titian Vecellio

Bir adam portresi (Ariosto)   Titian Vecellio

Michelangelo ile birlikte Titian, Yüksek Rönesans’ın belki de en görkemli figürüdür. Yaratıcı hayatı trajik ve çalkantılı on altıncı yüzyılın neredeyse dörtte üçünü kapsıyor. Titian, ruhani güçlerinin en yüksek yükselişini, tüm Rönesans kültürünün derin bir krizini yaşadığı yıllarda İtalya’yı görme şansına sahipti.

Ancak, gerçekliği bilmenin uzun ve zor bir yolunu gezen Venedikli sanatçı, şehvetli güzelliğini söylemekten trajik çelişkilerinin felsefi genellemesine kadar, Rönesans ideallerini tüm yaşamı boyunca taşıdı, sonraki yıllarda bu büyük dönemin ustası olarak kaldı.

Titian portreleri inanılmaz. Görünüşe göre sanatçı eşzamanlı olarak iç ve dış bir adamı tasvir ediyor. İnsan hissi veya karakterinin hiçbir ifadesi büyüleyici fırçasından kaçmadı, bu nedenle tek bir egemen ya da soylu, asil bir bayan ya da sadece büyük bir adı olan ve portresini boyamayacak bir kişi yoktu. Victor Lipatov’a göre, “tam bir canlandırma için portrelerde tasvir edilen insanlar sadece nefes almıyordu.

Doksan portre: doges, dukes, imparator, kral, papa, güzel kadınlar, Ariosto, Jacopo de Strada, Ippolito Riminaldi, Parma gibi gururlu ve meraklı erkekler… Titian için poz vermekten korkmadılar! Üstelik bu onur nasıl elde edildi! “16. yüzyılın ikinci on yılının ilk ya da başlangıcında bize ulaşmayan Titian portreleri, öğretmeninin Giorgione’nin lirik portrelerinden zaten farklı bir dünyada – aktif insan tapusu dünyasında. Bu muhteşem bir adam portresi.

Bu portrenin tüm mecazi sistemi, izleyiciyi konsantre enerjisiyle büyülüyor. Monolitik ve gururlu bir şekilde, hemen hemen heykelsi, plastik olarak monte edilmiş bir siluet gibi görünen güçlü ve laconik moda bir figür; gömleğin parlak beyaz noktasının serpiştirildiği ve siyah olduğu bir mavi-mavi renkli gam, bir pelerin, özel bir ses gücü kazanır. Şeklin siluetini mükemmel bir şekilde taçlandıran yüz, hala sert bir şekilde yazılmıştır ve aynı zamanda parlak bir karakterle doludur. Tabii ki resim Ariosto’yu ve Vasari’nin yazdığı “Barbarigo’dan beyefendi” yi değil, bu bilinmeyen kişinin pozu ve görünümü Quattrocento’nun ürkek portresinin tüm geleneksel kanonlarını bozdu.

1 Star2 Stars3 Stars4 Stars5 Stars (1 votes, average: 5,00 out of 5)