I. K. Aivazovsky’nin çalışmalarında farklı konularda birçok eser var. En önemlisi Ukrayna’nın doğasını tasvir eden resimlerden etkilendim. Özellikle Aivazovski’nin 1862’de yazdığı “Chumak konvoyu” adlı çalışmayı beğendim.
Tuvalde bozkırları, sonsuz alanları ve ufkun ötesine giden yolu tasvir eder. Resimde tasvir edilen samanlı büyük arabalar bana yaklaşan yazları hatırlattı. Hemen rustik atmosfere dalmak için taze saman kokusu istedim. Chumaki, bir ülke yolunda arabalara saman süren Ukraynalı tüccarlardır. Arabalardan biri, ulusal bir kostüm giymiş bir kızı tasvir ediyor, gün batımına bakıyor, belki bir şarkı söylüyor. Herkes bu resimde farklı bir şey görüyor. Bana öyle geliyor ki gün batımına bakmaktan yoruluyor ve yarını hayal ediyor, ya da belki de denize dalmak istiyor. Eserin çizildiği renkler sakin bir ruh hali yaratır.
Resminde Aivazovsky sıcak bir yaz akşamının ruh halini aktarmayı başardı. Henüz ufkun arkasına saklanmayı başaramayan güneş, yel değirmenleri manzaraya mükemmel bir şekilde uyuyor. Bir şey eklemek mümkün olsaydı, trenin yanında koşan bir köpeği veya bir ülke yolunda çalışan çocukları boyamayı bitirdim.
“Chumak konvoyu” resmine baktığımda canlanıyor gibiydi. Yel değirmenleri dönmedi, çünkü rüzgar yoktu, Chumaks vagonlarıyla yavaşça yürüdüler ve birkaç saniye bile denizin sesini hayal ettim. Gerçekten bu çalışmanın kahramanı olmak, örneğin bir vagon sürmek ya da bitireceğim yolu geçen çocuklardan biri olmak istedim. Aivazovsky’nin resmi üzerimde silinmez bir izlenim bıraktı, beni hayal kurdu ve hayal etti. Aynı anda bu sanatçıya sanatçı ve katılımcı oldum.