Florentine okulunun temsilcilerinden biri olan Erken İtalyan Rönesansı ressam Castagno, çalışmalarında Donatello, Paolo Uccello ve Masaccio gibi ustaların çalışmalarından etkilendi. Castaño insan vücudunun perspektif, dinamik ve anatomisi problemlerini geliştirdi.
Sanatçının yaratıcı coğrafyası Floransa, Venedik ve muhtemelen Roma gibi şehirlerle ilişkilidir. Castagno’nun özgürlük seven çalışmaları, formların dinamik plastik kalıplanmasıyla ayırt edilir ve parlak renkleri, resimde bulunan karakterlerin siluetleri ve düzenine ifade verir. Bu sanatçının freskleri dramatik keskinlikle doludur ve onlara daha fazla çekicilik ve gizem kazandırır. Andrea del Castagno’nun çalışmasının insanın anıtsal bir imajını yaratmaya adanmış olduğu söylenebilir. Biraz kaba, cesur karakterleri Donatello ve Masaccio’nun mecazi ilkelerinin daha da gelişmesine işaret ediyor. Sanatçı, chiaroscuro’nun kontrastlarını ustaca kullanarak, tuval üzerindeki figürleri heykel gibi olacak şekilde yazar.
Sanatçının en ünlü eserleri ünlü çağdaşlarının bir dizi portresi olarak adlandırılabilir: Dante, Petrarch, Boccaccio, condottier Pippo Spanso; bu serinin son yeri ünlü bir İncil hikayesi üzerine yazılmış resim “David” değil. Ayakları Goliath’ın başı olan David imgesi güç ve enerjiyi karakterize eder. Sanatçının Davut’u cesur bir savaşçı olarak göstermesi tesadüf değildir. Florentinler ve bir sapandan bir taş atan, devi yenmeyi başaran cesur gençlerin, özellikle erkeksi bir ideali somutlaştıran güç ve cesaretti.
Bu resmin deri kaplı bir kalkan üzerine boyanması dikkat çekicidir. Bu tür kalkanlar özel günler için tasarlandı, festival alayları sırasında sokaklarda giyilmeleri gerekiyordu. XV yüzyılda. ressamlar genellikle şehir festivallerinin tasarımı ile ilgili çalışmalar yapmak zorunda kaldılar. Sanatçılar bu çalışmalara çok çaba sarf ettiler, ancak bu tür resimler neredeyse hiç zamanımıza ulaşmadı, çünkü kısa süreli kentsel eğlence için boyandılar ve bu nedenle saklanmadılar.
Castagno bir dizi cesur, enerjik görüntüler yarattı. Fırçası, sanatçının resim konusundaki plastik yaklaşımını ortaya koyan çok sayıda fresklere aittir. Castagno pratikte manzaraları ve hala yaşamları boyamadı, dikkatini insan figürünün heykel yorumuna yoğunlaştırdı.
Bir zamanlar, Castagno trajik kaderin adamı olarak kabul edildi. Bazı sanat tarihçileri sanatçının öğretmenini öfkeyle öldürdüğüne inanırlar. Bu hikayenin ne kadar güvenilir olduğu bilinmemektedir, ancak Castaño’nun çılgın doğası hakkındaki söylentileri doğrulamaktadır.