Gülen Örümcek – Odilon Redon

Gülen Örümcek   Odilon Redon

Bu örümceğe baktığımda hemen Joris Karl Huysmans’ın “Aksine” sansasyonel romanını ya da daha ziyade bu çalışmanın kahramanı Desesent’in yatak odasını hatırlıyorum. Okuyucunun muhtemelen hatırladığı gibi, insan yüzü olan korkunç bir örümceği tasvir eden bir tabloyla süslendi. Buna ek olarak, “Gülen Örümcek” Redon’da sadece vizyonlarını değil, aynı zamanda evrim hakkındaki fikirlerini de yansıttığını düşünmek mümkündür.

XIX yüzyılın ikinci yarısında, Avrupalıların zihinleri, dünyadaki tüm yaşam formlarının birbiriyle yakından bağlantılı olduğu ve daha yüksek organizmaların altlardan evrimleştiği Charles Darwin’in evrim teorisi tarafından ele geçirildi. Bu teori, Evrim sürecinde, Doğanın daha sonra imkansız olduğu ortaya çıkan bazı “ara”, “melez” örnekler yaratabileceğini öne sürdü. Bu varsayımların ışığında, insan yüzü olan bir örümcek çok fantastik görünmüyordu.

Redon’un hayal gücünün “mikroskoptaki canavarlar” tarafından teşvik edilebileceğini de ekliyoruz, çünkü o yıllarda mikroskop coşkusu çok yaygındı.

Redon örümceğine göre, boyut olarak olduğu gibi “antropomorfizm” ile o kadar da fazla korkmaz. Örümceğin “başı”, genellikle sayımızın kahramanının diğer “siyahlarında” bulunan kopmuş kafalara benzemektedir.

1 Star2 Stars3 Stars4 Stars5 Stars (1 votes, average: 5,00 out of 5)