Fransız Pont-Aven eyaletinin yaşamının anlatılarıyla 1886 manzarası, Paul Gauguin tarafından o yılın yazındaki Breton yolculuğu sırasında boyandı. Bu, eserin ve görece sakin ve düşük gıda maliyeti ile ayırt edildiği göz önüne alındığında, sanatçı tarafından geri kalanının başkentten hayatına kadar ve tasarruf etmek için yazdığı, özü ve uygulaması basit olan anlaşılabilir bir çalışmadır.
Breton eyaletinin manzaraları Paris’te iyi satıldı ve bu da yazarın sıkı çalışmasını sağladı. Ne görüyoruz? Bu alan, ancak ekili bir kültürle boş değil, sadece zayıf kil çamur kulübeleri ile çevrili küçük kenarı çim çatılı, uzaktaki zengin mülklerle ve birçok yeşil tepeyle. Yeşil ağaçların taçlarının nasıl büyüdüğüne ve çimlerin nasıl öldüğüne bakarak, yaz ortasından veya sonundan bahsedebiliriz.
Uzun gölgeler sabahın erken saatlerinde ipucu veriyor, ama uyuyan köylü işten sonra dinleniyor, belki bu akşam mı? Manzara güneş tarafından kızartılır. Sıcaktan tükenmiş çok sayıda kırmızı ağaç lekesi ve aydınlık binalar var. Muhtemelen gölgede serin. Ham gölgeleri delmek için Paul Gauguin soğuk yeşillikleri, daha doygun renkleri kullandı.
Mor ve sıcak bir aralık içinde mavilik ile serpiştirilmiş ilginç çimenli çatılar. Beyaz detayların çeşitliliği çeşitli tonlarla dövülür, ancak saf tek renkli tarafından dövülmez. Tarla tarlalarının manzarasının çok taraflı, ilginç, doygun olduğu ortaya çıktı. Günlük sahne rahat bir şekilde düzenlenir ve büyük olasılıkla boşta algılama ve kaygısız bir ruh hali için tasarlanmıştır.
Kırsal renk salonu süslemez, ancak yemek odasının, kırsal iç mekanın ve çalışmanın rahatlığını olumlu bir şekilde vurgulayacaktır. Kontrast sprey Gauguin’in sevgilisine benzemeyen sakin bir mektup, sıcaklık ve henüz temizlenmemiş çim kokusu verir. Brittany, can sıkıntısı ile Paul Gauguin’in çalışmasında gerçek bir tatil oldu. Süpürme vuruşları, büyük olasılıkla artık gerçek hayatta olmayan tuval üzerine cesurca yeşillik ve taşlar basılmıştı. Bu parçalanmış alanlar boştur, yenilebilir bir şeyle ekilir ve harabe – çit zaten zaman zaman bulmacalara gömüldü. Biz şanslıyız. Gauguin, sanatçıların şehri Pont Aven’ı eserinde sonsuza dek bu manzarada yaşamaya zorladı.