Diorama, Ekim 1941’de Moskova’nın Borodino sahasının eteklerinde ortaya çıkan olayları gösteriyor. Ana kuvveti Sibirya 32. Kızıl Bayrak Tüfek Bölümü ve Moskova Askeri Bölgesi’nin kendisine aktarılan birimleri olan 5. Ordunun askerleri, düşmanın ilerlemesini kısıtladı. Nazilerin ilerlemesini sadece altı gün durdurmayı başardılar, ancak bu Stavka’nın rezervleri sıkılaştırmasını ve sonunda düşman için geçilmez hale gelen Zvenigorod – Naro-Fominsk yönünde yeni bir savunma hattı düzenlemesini sağladı. – Burada ana karakter, 32. Kızıl Bayrak Tüfek Bölümü Polosukhin komutanıdır ve saldırıya bölünmesini sağlar.
Yazarın resim için Borodino savaş alanını seçmesi tesadüf değildir. Sovyet birliklerinin pozisyonları, bir zamanlar Genel Müdür Kutuzov’un Rus ordusunu konuşlandırdığı geçmiş savaşların yerlerinde idi. – Resim, Rus askerleri, Borodino Savaşı’nın kahramanları, Raevsky pili üzerindeki Ana Anıtı ve Moskova Alayı’ndan Litvanya Alayı Yaşam Muhafızları’na bir anıt gösteriyor. Sovyet askerlerinin elinde sanatçı, müzeden askeri ruhu yükseltmek için askerlere verilen 1812’nin gelişmekte olan pankartlarını tasvir etti.
Bütün bunlar kasıtlı olarak, 1812 Vatanseverlik Savaşı sırasında ulusal ruhun ve zaferin büyüklüğünün sembolleri ve bu nedenle Moskova’nın savunmasının sembolleri olarak yapıldı. – Pavel Viktorovich Ryzhenko sembolizm yoluyla izleyicinin duygularını ve duygularını etkiler. Dikkatimizi felsefi imaya, yani insanın yeniden doğuşuna çekiyor. – Borodino sahasında askerler Büyük Ülkenin geçmişinin ruhunu hissetmekten başka bir şey yapamadı. Onlar artık sadece Sovyetler Birliği’nin vatandaşları değil, aslen Ruslar, asırlarının yüzlerce yıllık geçmişi ve gelenekleri olan savunucuları, Rusya tarihinde benzeri görülmemiş savaşçılara sorumluluk yükleyen halklarının savunucuları.
Savaşta soru, ülkemizin bağımsızlığı değil, Rus devletinin varlığıyla ilgiliydi. – Belki de bu yüzden Sovyet birlikleri tüm kararlılığı ve talihsizliği ile, sermayeyi savunmak için şiddetli direniş gösterecek ve bu da düşmanı şaşırtamayacaktı. Nazi generalleri, açıkçası tiran rejimine ve ilk Alman saldırılarının felaket sonuçlarına rağmen, Rusların Fransızlar ve daha az güçlü saldırılardan ayrılan diğer birçok insan ve devlet gibi tamamen çökmediğini anlayamadı.