“Düğün ne zaman?” tuval üzerine yağlıboya. Resim, 1892’de Fransız sanatçı post-empresyonist Paul Gauguin tarafından boyandı. Son 50 yılda, tuval Rudolf Shtekhlin ailesine aitti ve İsviçre Basel şehri Sanat Müzesi’nde sergilendi.
Şubat 2015’te, bu tablo belirli bir özel alıcı tarafından alındı, daha sonra mevcut bilgilere göre Katar eyaletindeki müzelerden birine gitti. Tuvalin 300 milyon dolar için satın alınması dikkat çekicidir, bu da bugün onu tarihteki en pahalı tablo haline getirmektedir.
Gauguin, Tahiti’yi ilk kez 1891’de ziyaret etti. Gerçekten saf ve ilkel bir sanat yaratması için ona ilham verecek bir cennet bahçesi olan “Eden” arayışındaydı. O zamanlar Fransa’da ilkelcilik türünde birçok resim yapıldı, ancak aşırı yapaylık yarattılar. Adaya gelen Gauguin, Tahiti’nin hayal ettiği gibi olmadığını fark etti. Adalar 18. yüzyılda sömürgeleştirildi, ardından yerli nüfusun en az üçte ikisi Avrupa’dan ithal edilen hastalıklardan öldü.
İlkel nüfus neredeyse yok edildi. Bununla birlikte, Gauguin, adalıları tasvir eden birçok tablo çizdi: çıplak, Tahiti kadınları tarafından geleneksel kıyafetler giymiş ve resmin “Arka plan ne zaman?”
Dünya ön ve orta zeminde yeşil, sarı ve mavi renklerde yapılır. Orta ve ön planda Tahiti kadınları için geleneksel bir elbise giymiş bir kadın var. Arkasında sıkı yüksek yakalı, misyoner bir elbise giymiş ikinci kız figürü duruyor. Naomi Maurer, elinin hareketinin Budist mudra olarak nitelendirilebileceğine inanıyor, bu da bir tehdit veya uyarı anlamına geliyor.
İzleyiciye en yakın kadın kavisli bir pozla uzanıyordu ve sanatçı yüz özelliklerini basit ve iddiasız olanlarla tasvir etti. Arkasındaki kadın figürü sarı-mavi arka planla çerçevelenmiştir. Yüzü resmin merkezinde bulunur ve sanatçı tarafından çok daha büyük bir kişiliğe sahiptir. Pembe elbisesi kesinlikle resimde göze çarpıyor ve bu tuvalin renk düzeninin geri kalanından farklı.
Tarihçi Nancy Mull Matthews, Gauguin’in Tahiti’nin yerli halkını sanki sadece şarkı söylemek ve sevmek için bu hayata gelmiş gibi tasvir ettiğini yazdı. Onun görüşüne göre, bu yaklaşım sayesinde sanatçı arkadaşlarından para aldı ve gezi ve çalışmalarına halkın ilgisini çekti. Ancak, elbette, Gauguin, Tahiti’nin Batı öncelikleri olan çok uluslu bir toplumun yaşadığı dikkate değer bir sömürge adası olduğu gerçeğini biliyordu. Tahiti sakinleri ile “Düğün ne zaman?”